HIZ PSİKOLOJİSİ
Özellikle erkekler için araba bir tutku anlamı taşımaktadır. Bazı erkekler için araba sadece bir ihtiyaç ve araçken kimi erkekler için ise güç ve iktidar anlamı taşır. O erkek için araba sağlam olmalı, hızlı, konforlu, şık ve güvenli olmalıdır. Bazı bayanlar için de arabasız erkek güçsüzlük ifade edebilmektedir. Erkek tıpkı cinsel yaşantısında cinsel gücünün bir parçasıymışçasına sürüş esnasında hakimiyetin tamamen onda olması hissini yaşar, şov yapar, hız yapar, manevralar katar ve tatmin olur. Aslına bakacağımız zaman erkeklerin hız yaparken aldıkları haz seks anında yaşadıkları haz ile benzerdir.Araba erkeğin gücüne güç katar ve hız yapmak,yandaki arabayı geçmek,arabanın tüm spor özelliklerini kullanmak erkeğin egosunu besler.Araba reklamlarında da genellikle cinsel performansla birleştirilen bir algı yaratılmaya çalışılır. Bayan figürünü genellikle sürücü koltuğunda değil de cesaret tutku ve estetik bir erkeğin yan koltuğunda yer alırken görmekteyiz.
Özellikle ülkemizde her gün onlarca trafik kazasına şahitlik etmekteyiz.Özellikle yaşları gereği adrenalin peşinde koşan gençlerin maalesef bu kazalarda kurban gittikleri bir gerçek.Ergenlik döneminde kişilerin hormonel durumları değişir ve bununla birlikte hem fiziksel hem ruhsal değişimler yaşarlar. Ergenlerde bu değişim genellikle tehlikeli işlere girişmek,bu riskleri alarak kendilerini ispat etmeye çalışmak şeklinde gerçekleşir. Özellikle bu yaşlarda sigara alkol ve madde kullanımına yönelim artmakta ve adrenalin hormonunu devreye geçirecek aktiviteler artmaktadır.Bu hormon arttıkça heyecan düzeyi de artar ve bazı kişiler bunu ergenlikte bırakamaz ve iler ki hayatlarına da taşırlar.Aile içinde ve toplumda kişiden beklenenler bazen o kişiye ağır gelebiliyor. Özellikle eleştirel ebeveynler tarafından yetiştirilmiş kişiler ilerde özgüven eksikliğini kendine zarar verme davranışlarıyla bastırmaya çalışabiliyorlar. Genetik özellikler ,yetiştirilme şekli ve çevrenin etkisi ile kişinin ruhsal durumu belirlenir. Bu noktada ailelere büyük görevler düşer.Her istendiği yapılmış,her başarısında büyük hediyelerle ödüllendirilmiş, hata yaptığı zaman bir ceza uygulanmamış ‘Doyumsuz’ çocuklar yetiştirmenin sonu çocuğu sağlıksız bir geleceğe itmektedir.Çocuklukta kurallar ve sınırları olan bir çocuk gelecekte de o sınırları korur.Ayrıca çocukla iletişim kurmak önemlidir anne ve babalar çocuğun özgüvenini geliştirecek, değerli hissettirecek ortamlar yaratmalılar.
Risk alma davranışını en çok gördüğümüz bozukluklar arasında ise ‘Bipolar Bozukluk’ yer almaktadır. Kişide bir dönem yoğun depresif nöbetler gözlenirken bir dönem aşırı heyecan ve adrenalin hali gözlemlenir. Bu döneme mani dönemi diyoruz. Mani ataklarında kişi dürtüsel bir şekilde kendini tatmin etmek çevresine karşı güç gösterisi içgüdüsüyle çok riskli davranışlara yönelebilmektedir.Aşırı bir enerji ve mutluluk hali hakimdir.Bu durumlarda da yine hız tutkusu karşımıza çıkabilmektedir.Ayrıca alkol ve madde bağımlılıklarında, çeşitli kişilik bozukluklarında ve major depresyonda da yine risk alma eğilimi yüksektir.
Hız Tutkusu Sakıncalı bir Tutkudur. Peki ya bunun üstesinden nasıl gelinir?
Adrenalin hormonunu salgılatacak daha güvenli aktivitelere alışması kişi için daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Bir uzman desteği ile kişinin kendine zarar verebilecek bu tutkunun altında yatan etkenler analiz edilmelidir. Bilişsel Davranışçı Terapi bu noktada oldukça fayda sağlayabilen bir yöntemdir. Hız yapma davranışını başka davranışlarla değiştirmek gerekir.Kişinin yüzleşemediği zayıf noktalarıyla yüzleşmesi sağlanır. Bu davranışa onu hangi ruhsal özelliği itiyor incelenmeli ve yüzleştirme yapılmalıdır.Her kişinin farklı bir nedeni vardır.Her insanın farklı bir tedavi şekli vardır. Kişinin değişmek istemesi, terapiye kendi isteğiyle devam etmesi önemlidir.
Uzm.Klinik Psikolog Sinem ÖZER