Oyun Deyip Geçmeyin
Oyunun içinde hayata dair bir sürü gerçekler gizlidir. Çocuk ise oyun oynarken kendi yaşamından kesitleri gözler önüne serer. Oyun oynamak çocuğun işidir ve en güzel meşguliyetidir. Her yaş gurubundan insanın severek yaptığı, yaparken zevk aldığı eylemler vardır. Çocuklara nazaran, yetişkinler için bu gibi eylemler daha çeşitlidir. Çocuklar oyunlar sayesinde yetişkinlerin dünyasında yer almaya başlarlar. Oyun ve hayatın gerçekleri iç içe olmalıdır. Aynı zamanda oyunun içinde kurgular olmalıdır ki gerçek anlamda bir “oyun” olmalıdır. Hiçbir çocuk oyunu kurgudan, hayalden bağımsız olamaz. Bunlar yoksa oyun olmaz. Aynı zamanda oyun, çocukları gerçek dünyaya ve dış gerçeklere de hazırlar.
Kurallara uymanın en güzel öğrenilebileceği ve çocukların kurallarla en çok yüz yüze geldikleri alanlar, oyunlardır. Mesela bir çocuk grup arkadaşları içinde oyunu bozuyor ise veya arkadaşlarına oyunda zarar verici davranışlarda bulunuyor ise uyarı alır sonrasında da oyundan atılır. Bu durum aslında gerçek hayatta karşılaşılabileceklerin bir pratiğini oluşturur. Nasıl mı? Toplum huzurunu kaçıran eylemlere ve insanlara zarar veren davranışlara başvuran kişiler çoğunlukla toplum tarafından kabul görmeyen kişilerdir. Mesela bir birey çalıştığı iş ortamında arkadaşlarını rahatsız ve huzursuz edici bir davranışta bulunduğu zaman önce uyarı alır ve sonrasında aynı hoşnutsuz durumu devam ettirirse uzaklaştırma alır ya da işten kovulur. Hayatın gerçekleri, öncelikle çocuk oyunlarında prova edilmiş olsun ki, ileriki zamanlarda oluşabilecek kırgınlıkları ve huzursuzlukları bertaraf edebilsin.
Çocuk ince motor ve kaba motor gelişimini de oyun oynayarak geliştirir. Küçük yaşta bir çocuk makasla bir şeyler kesmeyi öğrenir. Boya kalemleri ile boyama yapar, ipe boncuk dizer. Bütün bunlar çocuğun ince motor kaslarının gelişimine yardımcı olabilecek türden aktivitelerdir. Zıplamak, hoplamak, ayakla topa vurmak, seksek oynamak, tek ayaküstünde sıçramak ise kaba motor kaslarının gelişimi için uygulanabilecek önemli aktiviteler arasında yer alır. Bütün bunlar da bir çocuğun hayatı boyunca gereksinim duyabileceği hareket etme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik oyunlardır. İnce motor gelişimini artırıcı aktiviteler yapan çocuklar, daha çabuk yazma becerisine sahip olur. Bir yandan da günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik durumlarla daha rahat başa çıkabilirler. Mesela düğmesi kopan bir çocuğun rahatlıkla düğmesini veya sökülen bir kıyafetini onarabilmesi gibi örnekler çoğaltılabilir.
Bir oyunun oyun olması için kurgulanmış olması gerekir. Yani hayal ürünü olmalıdır. İçinde taklide dayalı birçok davranış da olabilir. Mesela bebeğine yemek yedirmeye çalışan bir kız çocuğu, annesini taklit ediyordur. Arabasını sürerken sesler çıkaran ve onları konuşturan bir çocuk ise babasını taklit ediyor olabilir. Kız çocukları, ilk olarak anneleriyle, erkek çocukları da ilk olarak babaları ile kendi oyunlarında özdeşleşmeye başlarlar. Oyunlar, çocuklara kendi cinsiyetlerini tanımalarına yardımcı olduğu gibi cinsiyet rollerini öğrenmelerinde de büyük rol oynar.
Çocuklar oyun oynarken kesinlikle, kendi kendilerine ürettikleri sözcükleri ve cümleleri kullanmalıdırlar. Çocuk oyunlarına yetişkinler tarafından kesinlikle müdahale edilmemelidir. Oyunun içine hayal kahramanları da girebilir. Günlük hayattan etkilenen kişiler de çocuk tarafından oyunun içinde yer alabilir. Çocuk korktuğu nesneleri veya hayal ürünü varlıkları da gene oyunun içinde kullanabilir. Bunlar canavarlar, öcüler, hayaletler veya çeşitli seslerdir. Bu gibi hayal ürünü varlıkların, çocuk oyunlarında yer alması oldukça tabidir. Çünkü çocuk oyun oynarken var olan kendi korkuları ile yüzleşerek, onlarla baş etmeyi öğrenmektedir.
Bu nedenle oyun deyip te geçmemek gerekir.