MERSİN   FORUM  ÇÖZÜM   KLİNİK    PSİKOTERAPİ MERKEZİ


                                                  
HASTALIKLAR

BİLİMİN BİLDİĞİ İLE İŞ DÜNYASININ UYGULADIĞI FARKLI

Daniel Pink son zamanlarda değişen iş dünyası üzerine bizlere yeni ipuçları veren 2 kitap yazdı. Bu kitaplarında birçok psikoloji, sosyoloji, biyoloji ve iş dünyası ile ilgi araştırmalara da yer verdi ve bizlere şunu söyledi “bilimin bildiği ile iş dünyasının uyguladığı aynı değil”.

Ortaya çıkan bu yeni dünyada ayakta kalmak ve başarılı olmak isteyen herkes için: Kariyerlerinden rahatsızlık duyan ya da yaşamlarından hoşnut olmayan insanlar, bir sonraki dalganın başını çekmek isteyen girişimciler ve iş liderleri, çocuklarını geleceğe hazırlamak isteyen anne babalar ve Bilgi Çağı’na özgü yetenekleri çoğu kez gözden kaçan ve küçümsenen, duygusal zeka ve yaratıcılık sahibi çok sayıda insan için bizi bilgilendirdi.

İş dünyası; tarım çağı endüstri çağı, bilgi çağı olarak ilerlemiştir. Bir sonra ki çağ ise kavram çağıdır. Kavram çağında başarılı olmak ve bu çağı yakalayabilmek için yapmamız gerekenleri anlattı.

Öncelikli ayrımı sol beyin ve sağ beyin işlevleri üzerinden açıkladı. Beyinlerimiz iki yarımküreye ayrılmıştır. Bu iki yarım küre ayrı özelliklere sahiptir fakat birlikte çalışırlar.

BEYNİN SOL VE SAĞ YARIM KÜRELERİ

Sol yarımküre; sırasal, mantıksal ve analitiktir. Seri, birbirini izleyen olayları algılamakta ve davranışların sırasını kontrol etmekte özellikle başarılıdır. Bilginin analizine katkıda  bulunur. Kategorilere odaklanır; ayrıntılara egemendir. Sol yarımküre tarafından yerine getirilen seri işlevler; konuşmak, diğer insanların konuşmalarını  anlamak  ve yazmak gibi sözel etkinlikleri de içerir.

Sağ yarımküre doğrusal olmaktan uzak, sezgisel ve bütünseldir. Sağ yarımkürenin özel yeteneği, olayları eş zamanlı olarak yorumlamak. Bu taraf, birçok şeyi aynı anda görmekte uzmanlaşmıştır: geometrik bir şeklin her tarafını görerek onun formunu algılamakta  ya da bir duruma ilişkin tüm öğeleri görerek  bu durumun ne anlama geldiğini anlamakta uzmanlaşmıştır. Bu nitelik, sağ yarımküreyi, yüz ifadelerini  yorumlamakta özellikle  yararlı kılar. Ve insanlara bilgisayarlar karşısında üstünlük sağlar.

Basit bir anlatımla sol yarımküre  ne söylendiğiyle ilgilenir; sağ yarımküre ise bunun nasıl söylendiğine odaklanır. Sol yarımküre ayrıntıları analiz eder; sağ yarımküre büyük resmi sentezler.

Sağ  ve sol yarım kürenin ayrı ayrı işlevlerinden bahsedilse de, onlar gerçekte sorunsuz, tek, bütünüyle entegre, komple bir beyin olarak birlikte çalışmak üzere tasarlanmıştır. Sol yarımküre mantıkla nasıl başa çıkacağını biliyor; sağ yarımküre ise dünyayı tanıyor. İkisi bir araya getirildiğinde insan, düşünen güçlü bir makineye sahip oluyor. İkisinden birini tek başına kullandığınızda  sonuç garip ya da saçma olabilir. Diğer bir deyişle, sağlıklı, mutlu, başarılı bir yaşam sürmek  beyninizin her iki yarımküresine dayanıyor.

En basit işler için bile beynimizin her iki yarısından da yardım sağlarız. Bilgi Çağı’na güç veren ‘‘sol beyin’’ becerileri bugün de gerekli, ancak artık tek başına yeterli değil. Ve bir zamanlar küçümsediğimiz ya da önemsiz olduğunu düşündüğümüz beceriler ‘’sağ beyin’’ nitelikleri olan yaratıcılık, empati, neşe ve anlam kimin başarılı olacağı ve kimin bocalayacağı konusunda giderek daha belirleyici olacak. Profesyonel başarı ve kişisel  mutluluk bireyler, aileler ve kuruluşlar için artık yepyeni bir düşünce biçimi gerektiriyor.

Kimi insanlar mantıksal, sırasal, bilgisayara benzer mantık yürütme biçiminde daha rahat görünüyorlar. Onlar  avukat, muhasebeci, bankacı, mühendis vb. olmak eğiliminde. Diğerlerinin  mantık yürütme biçimi bütünsel, sezgisel ve doğrusal olmaktan uzak. Onlar buluş  yapan yaratıcı insanlar, eğlenceyi kendilerine meslek olarak  seçenler ve danışmanlar. Ve  bu bireysel  eğilimler aileleri, kurumları ve toplumları biçimlendirmeyi sürdürüyor.

Bu zaman kadar meslek hayatımıza yön verirken şunlara dikkat ettik;

Derslerinde başarılı ol, üniversiteye  git ve iyi bir yaşam standardı ve itibar sağlayacak bir meslek edin.

Matematik ve fende iyiysen  doktor olmalısın. Türkçe ve tarihte daha iyiysen avukat ol. 

Eğer seni kan tutuyorsa  ve sözel becerilerin de çok çalışma gerektiriyorsa  eczacı ol.

Üniversite sınavından yüksek puan aldıysan puanı yüksek bölümleri yazmalısın.

BİLGİ İŞÇİLERİ

Avukatlar, doktorlar, muhasebeciler, mühendisler ve üst düzey  yöneticiler günümüzde “bilgi işçileri” olarak adlandırılmakta. Bilgi işçileri, fiziksel  güçleri  ya da el becerileri için değil, okulda öğrendiklerini  işlerinde kullandıkları için para ödenen insanlardır. Bu grubu, geriye kalan işgücünden ayıran, kurumsal ve analitik bilgileri edinme ve kullanma yetenekleriydi. Diğer bir deyişle, Sol Beynin Yönettiği Düşünce Biçimi’nde uzmanlaşmışlardı. Yükselmekte olan bilgi toplumuna karakterine, liderliğine ve sosyal profiline onlar yön verdi.

Fakat şu anda sol beynin yapabildiği işlevlerin birçoğunu bilgisayarlarla ve deniz aşırı ülkelerde (en önde gelenleri Hindistan) daha ucuz iş gücü ile yapan insanlar oluşmaya başladı. Bu durum tıp, hukuk, finans gibi alanlarda da kendini göstermeye başladı. Pink bunu bolluk olarak tanımlamış. Sol Beynin Yönettiği Düşünce  Biçimi vazgeçilmez olmayı sürdürüyor. Sadece artık tek başına yeterli değil. Kavram Çağı’nda  gereksinim duyduğumuz yepyeni bir estetik zorunluluk olan, güzellik ve duygunun önemini artırdı ve bireylerin anlam arayışını hızlandırdı.

KAVRAM ÇAĞI NEREYE GİDİYOR?

Grafik tasarımcıların sayısı on yıl içinde ona katlandı; grafik tasarımcıların sayısı kimya mühendislerinin sayısının dört katına ulaştı. 1970’ten bu yana, ABD’de hayatını yazar olarak kazananların sayısı yüzde 30 ve beste yaparak  ve müzik yorumlayarak kazananların sayısı ise yüzde 50 arttı. Aşağı yukarı 240 üniversite yaratıcı yazarlık programları başlattı; yirmi yıl önce bu rakam yirminin altındaydı. Bugün sanat, eğlence ve tasarım alanlarında çalışan sayısı  avukat, muhasebeci ve denetçi  Amerikalıların sayısından daha fazla.

Bu yeni dönemde zorunlu hale gelen altı özellik yani ‘’altı duyu‘’ öne çıktı. Bunlar: tasarım, öykü, senfoni, empati, oyun, anlam. Bunlar hem şirketlerin hem de çalışanın mutluluğu için sahip olması gereken önemli özellikler. Bir sonraki yazımda bu kavramları tanımlayacağım.

Klinik Psikolog Nihan Dikme

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam70
Toplam Ziyaret344144
KİŞİSEL GELİŞİM-MAKALELER